Ne zamandır bir ‘yazılmayan yazı’ var sandıkta. Sandığın
kilidini açabilmek için gerekli anahtar ise ‘kayıp oda’da. Odaya giden koridoru
bulabilmek için Mikerinos Piramidi'nin içinde bir o yana bir bu yana
koşturuyorum. Mantıklı düşünebildiğim bir an kaybolduğumu fark ediyorum. İşte o
anda ‘kayıp oda’da olduğumu anlıyorum. Peki anahtar nerede? Işık girmeyen oda
içerisinde her yeri yoklamaya çalışıyorum. Oda düşündüğümden daha büyük diye
düşünürken yer bir anda altımdan kayıyor. ‘Kayıp oda’ beni içine çekiyor.
Tutunmak için elimi attığım yerde anahtarı tutuyorum. Karanlığın içinden koyu karanlık çukura doğru hızla düşüyorum. Kendime geldiğimde bir yer altı
nehrinde suyla boğuşurken buluyorum kendimi. Tutunacak bir taş dahi bulamazken
büyük bir girdabın içine çekiliyorum. Ölümün soğukluğu gezinirken bedenimde
girdabın merkezine ulaşıyorum. Nefesimi tutuyorum hayata bağlanan son bir
umutla. Merkezdeki deliğin beni Kızıl Deniz’e ulaştırdığı an son bi umut
yukarıya doğru yüzüyorum. Kızıl Deniz’in kıyısında bir sandık bekliyor beni.
Sandığı açıp ‘yazılmayan yazı’yı okumaya başlıyorum: “Ne zamandır bir ‘yazılmayan
yazı’ var sandıkta…”
15 Ekim 2012 Pazartesi
9 Şubat 2012 Perşembe
Kısa Yoldan Çıkış: Ufak Bir Denizli Gezisi
Kısa Yoldan Çıkış: Ufak Bir Denizli Gezisi: Sadece bu ilk fotoğraf Denizli'nin Solmaz Köyü'nden, geri kalanları Çamlık diye bilinen ve tüm Denizli halkının güneşi gördükleri an gezmeye...
6 Şubat 2012 Pazartesi
Yazısız geçen günler bitsin istiyorum: Çıkış Noktası
Lütfen yorum yaparak bana bir kelime verin ve ben de o kelimeden yola çıkarak bir güzel yazı yazayım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)